Fenerbahçe Beko’dan kritik galibiyet; hedef normal sezon ikinciliği
Fenerbahçe Beko, evinde ağırladığı İspanyol devi Barcelona’yla oynadığı maçı üçüncü çeyrekteki dağılmayı yok sayarsak eğer, müthiş bir baskınlık göstererek kazandı diyebiliriz.
Skor olarak baştan sona üstün götürdüğümüz ve hatta bir ara 25 sayıya kadar çıkardığımız fark bir noktada 3’e kadar düşse de, Kaliniç’in de katkılarıyla, tekrar reaksiyon gösteren Sarı Lacivertliler maçtan kopmamasını bildi ve galibiyeti elde etti.
88-74 ile Barcelona’yı geçen Fenerbahçe, Barça ile galibiyet farkını tek maça indirirken kendini de ilk 4’e atmasını bildi. Dikkat çekici bir diğer nokta ise Fenerbahçe’nin doğrudan ilk 4 ve hatta belki de 2. sıra için mücadele verdiği Barcelona, Monaco ve Panathinaikos ile ikili averajları almış olması. Bu müthiş bir özgüven kaynağı bana kalırsa sezonun bu noktasında.
Fenerbahçe zaman zaman yaşadığı özgüven problemleri ile alabileceği ya da kafa kafaya maç sonuna kadar gidebileceği maçlarda yaşadığı, özellikle büyük takımlara karşı, özgüven problemiyle ciddi soru işaretleri barındıran bir takım karakterine bürünmüştü. Neyse ki, koç Jasikevicius’un katılımı ile takım bu problemi büyük oranda aşmış görünüyor.
Elbette üçüncü çeyrekteki savunma performansı kabul edilebilir değil ancak devreye Barcelona karşısında 21 sayı üstün gittiğinizde, üstelik oyunun bütün hâimiyeti de sizdeyse ister istemez bir odaklanma sorunu ortaya çıkıyor.
Son çeyreğin başlarında Kaliniç’in fark 3’e inmişken yaptığı top kaybı üstüne sportmenlik dışı faul alması; Willbekin’in ise o hücumdan 2+3 ile 5 sayı ile çıkarması maçın belki de dönüm noktası oldu.
O noktadan sonra düşen tribünlerin de devreye girmesiyle Fenerbahçe Beko kendine geldi ve evinde çok kritik bir galibiyete daha imza atmasını bildi.
Neredeyse her maç rekor kıran(!) Sarı Lacivertliler bildiğim kadarıyla bu maçta takım olarak rekor kıramasa da geçtiğimiz haftalarda en çok top çalmada Euroleague rekoruna ortak ola Nick Calathes bu maç sonunda artık bu ünvanı tek başına taşıma onuruna sahip oldu. Tebrikler Kel Kartal!
Mart ayının Fenerbahçe açısından oldukça ilginç bir Euroleague fikstürüne sahiplik ettiğine de dikkat çekmek isterim.
Fenerbahçe, biri lider Madrid deplasmanı olmak üzere Avrupa’da oynadığı 4 maçı da İspanyollara karşı oynarken bu maçın tamamını kazanmasını bilerek oldukça dikkat çekici bir seriye imza attı.
Yine, Euroleague’deki son Panathinaikos mağlubiyetinin ardından Sarı Lacivertliler, Türkiye Kupası, lig ve Euroleague’de çıktığı 11 maçın tamamını kazanırken müzesine bir adet kupa götürmesini de bildi.
Şüphesiz koçla birlikte takımın yakaladığı atmosfer sahaya koyduğu oyun ve enerjiye de yansıyor ve bu ritim düşecekmiş gibi gözükmüyor. Çift maç haftasında şimdi Fenerbahçe’nin önünde kritik bir viraj daha var.
Fenerbahçe play-in mücadelesi veren Milano deplasmanına konuk olacakken yine Monaco da kendi sahasında bir başka play-in mücadelesi veren Valencia’yı konuk edecek.
Lig lideri Madrid, bir başka play-in mücadelesi veren Partizan’la oynayacak. Bu maçların hepsi play-in mücadelesi veren Anadolu Efes için kritik öneme sahip olan mücadeleler. Efes ise kendi sahasında Avrupa’da tamamen havlu atmış Alba Berlin’i ağırlayacak ve bu maçtan mutlak galibiyetle dönmek zorunda.
Ligin asıl kritik maçı ise bizi doğrudan ilgilendiren iki takım arasında oynanacak. Panathinaikos kendi sahasında Barcelona’yı ağırlayacak ve kim kazanırsa kazansın bu galibiyet Fenerbahçe’nin kazandığı koşullarda bizim için oldukça değerli olacak.
Fenerbahçe Beko’nun hedefi bu saatten sonra ikincilikten başka bir şey olmamalı.