Karagünler bitti, kapkara günler başlıyor..
Evet kıymetli dostlar dolar enflasyon sarmalına, zam ve vergi ikilisi eklenince piyasanın tüm dengeleri iyiden iyiye bozuldu.
Doların beklenen oranda yükselişini sürdürmesinin temel sebepleri;
Arapların yapacakları nakdi destek için Türk Lirasının daha değersiz olmasını talep etmesi,
vergi artışlarının enflasyona direkt olarak etki etmesi,
Kamu bankalarının artık dövize önceki dönemde yaptığı kadar müdahale etmemesi,
Faiz artışının düşük kalacağı beklentisi.
Evet bu sebeplerdendir ki, dolar hızlı bir şekilde tırmanışına başladı. Peki nereye kadar, adil değer olan 34 bize bir göz kırpma olabilir mi, veya yıllardır 1 dolar = 1 litre benzin söylentisi…
Bunların hepsi bir yana artık ekonomi tam anlamıyla kontrolden çıkmış durumda, bırakın Mehmet Şimşek’i, gökyüzündeki tüm şimşekler şu anda bu dalıştan çıkartamaz ülkeyi ekonomik anlamda.
Herkes parasını koruma adına bir şeyler yaptı, kimi doları fiziken elinde bulundurdu, kimi faiz, kimi KKM… Bazıları da konut aldı, yüksek fiyattan satma umuduyla. Şu anda ekonomimiz tam bir kumar masası gibi zarın kimi mutlu edeceği bilinmez.
Bugün açıklanacak olan faiz kararı öncesi iki tane senaryo var, ya enflasyon ile mücadele diyip 500 baz puan yani %5 yükselecek politika faizi. Ya da boş ver enflasyonu, sanki biz etkileniyoruz diyip, 300-350 baz puan artırarak dolara gelmesini istedikleri yabancı sermaye için biraz daha yol vermek.
İşte bunların ışığında piyasalar yavaş yavaş şekilleniyor, ama bilin ki bu zamlar son değil, vergiler de… Daha uzun yolları var önünde. Bank of Amerika sene sonu Türkiye beklentileri;
Dolar 31
Politika faizi 35
Enflasyon %58
Ben asıl Temmuz ayında yaşanılan dev ve acımasız artışlardan sonra, TÜİK’in ayıklayacağı enflasyonu merak ediyorum.
Benim için doların sene sonu 33 olması, enflasyonun üç haneli rakamlara yükselmesi sürpriz olmayacak.
Şu ana kadar gelen ekonomi kanadından hiç pragmatik bir çözüm gördünüz mü. Sürekli bir para bulalım da Londra’dan Amerika’dan belki körfez ülkelerinden aldığımız paranın faizlerini ödeyelim. Önemli olan bu ülkeye gelecek olan para değil, o paranın nereye kullanılacağı.
Bir laf vardır, “parayı kazanırken değil, harcarken tasarruf edersin.”
Nereye harcanacak paralar. 2008 senesinde neredeyse gökyüzünden yağmışçasına gelen paralar şimdi peşine düştüklerimizden az değildi. Ama ne oldu, ayakta tedavi anlık rahatlama, insanlara gösterilen sahte baharlar, sonrası fecaat…
Sanmayın ki farklı olacak, sanmayın ki geleceği söylenen bu paralar gelişmemiz için, SMA’lı çocuklarımız için, tarım için, üretim ekonomisi için kullanılacak. Varsa yoksa borçların faizleri, uğruna tasarruf etmeyeceğimiz devlet itibarı, daha doğrusu vergilerle yaşanan saltanatı.
Gaye Erkan, Mehmet Şimşek ikilisi daha koltuklarında oturup bir kahve içemediler. Geldikleri günden beri çalmadıkları körfez kapısı kalmadı para bulabilmek için.
Eylül ayında tahıl ticaretinden ayrılan Rusya’nın bizden Gasprom’un alacağı olan 23 milyar doları da isteyeceği aşikâr. Turizm sezonu bitecek, okullar açılacak, ısınmak için doğal gaza ihtiyacımız olacak. Zamların en kavurucu hâli işte o zaman hissedilecek… Çünkü Eylül ayının sıcağı sizi yazdan daha çok terletecek…
Alışverişlerinizi uzun vadeli ve kredi kartı ile yapmanızı öneririm, bu ay ödeyeceğiniz taksitle 2 ay sonra ödeyeceğiniz taksit etkisi çok daha az olacak..
Sabahlara kadar yazsam içimde biriken cümleleri yazıya dökemem.
Seçim öncesinde de söyledik, oyunuza sahip olun diye, yapmadılar, şimdi kimse sızlanmasın..
Son sözüm muhalefete, size maaşlarınızı alın teri ile bu millet veriyor, bütçe görüşmelerine katılmayan muhalefet vekilleri, sizler ne iş yaparsınız!!!