Evet, kurtarıcımız Mehmet Şimşek görevine başladı başlamasına ama bir şekilde eski düzenin değişmesi adına her hangi bir hamle yapılmıyor.

Belki de yapılamıyor!

Çünkü tüm karşı çıkılmasına rağmen doları 7.26’dan alıp, 23.50’de teslim eden Şahap Kavcıoğlu, ödüllendirilir gibi BDDK Başkanı yapıldı. Yani dendi ki “Ey Mehmet Şimşek, eğer sen düzene aykırı davranırsan biz buradan balans yapacağız piyasaları.” Peki, bunu yaparken, yeni gelen Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan ne yapacak Kavcıoğlu’nun devam eden kadroları ile!?

Göreve geldiğinden sonra ilk golü TÜİK’ten yiyen Şimşek için Kavcıoğlu’nun ödül ataması da ikinci gol oldu. Peki, bu çekişmeler piyasaları nereye taşıyacak. Merkez Bankası’nın faiz artırımı herkes için büyük bir kıstas olacak. Eğer Şimşek, Erdoğan’ı ikna edip faiz artırırsa hem Nas sözleri yere düşüp, piyasanın 2 senedir neden bu denli faiz ısrarı yüzünden kilitlendiği tartışılacak. Eğer faiz artırımına giderse, dolar turizm sezonunda bir şekilde yine baskılanmış olacak, içindeki direnç artacak.

Peki ne yapılması lazım, öncelikle doları serbest bırakacaksın. Yabancı yatırımcı yabancı sermaye kurun güvenebilir bir seviyeye geldiğini görecek, sonra da faiz artıracak ve TL bazında gelir garantisi vereceksin ki yabancı kendini güvende hissetsin. Yoksa vatan, millet Sakarya hamasetleri ile bu piyasalar düzelmeyecek. Dış ticaret açığı Mayıs ayında 12,7 milyar dolar artarak 56 milyar dolara geldi, siz neyin hikâyesinden bahsediyorsunuz…

Cari açık freni patlamış kamyon gibi rampa aşağı koşarken, bu güneşe kar dayanır mı sizce…

Bir gecede seçim sonrasında %7 değer kazanan doların ateşini söndürmek için kamu bankaları ufak ufak dolara müdahale etmeye başladılar. İşte onun için söylüyorum bunların hepsi kurgu, seçim öncesinden farklı olan bir değişiklik yok, hatta “durumun bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum” dediği iddia edilen bir Maliye Bakanımız var.

Bir siyasetçi diğerine koltuk devrederken, 3 adet mektup bırakmış. İşler kötü giderse sırasıyla aç ve öğütleri dinle demiş. Yeni koltuk sahibi bakmış işler kötü gidiyor, hemen 1. mektubu açmış. Bir bakmış “geçmişi suçla“ yazıyor. Hemen geçmişten gelen süreçleri suçlayarak bir zaman kazanmış kazanmasına da, bakmış ateş sönmüyor mecbur ikinciyi açmış… Onda da etrafını suçla diyor… Hemen “ben iyiyim ama çevre konusunda yanlış seçim yaptım galiba” diyerek biraz daha zaman kazanmış.

Ama bu da palyatif bir çözüm olmaktan öteye gitmemiş… Ve artık 3. mektubu açma zamanı gelmiş…

Mektupta yazan öneri aynen şöyleymiş;

“Senin de 3 mektup yazma zamanın geldi...”

Artık bu sistem böyle devam etmez.

Bugün Merkez Bankası ekonominin kaderini çizecek.. Umarım pişman olacakları bir karar almazlar.

Eksi 70 milyar dolar bakiye ile hizmet veren Merkez Bankası’nın önünden geçerken cebimden 10 dolar çıkarttım ve Merkez Bankası’ndan daha zengin olduğumu hissettim.