Ülkemizin içine yıllardır yavaş yavaş yerleşen, için için sızan gerek mültecisi, gerek kaçak göçmeni Türkiye’yi günden güne berbat etmeye devam ediyor kıymetli dostlar.
Adamlar pompalı tüfek ile Göktürk ormanlarında gezmekten, Atatürk’e hakaret etmekten, milletimizi tehdit etmekten çekinmiyorlar. Namusunu, eşini anasını arkasında bırakıp, buraya kaçan korkak güruh Türkiye’de hilafet istiyormuş. Ya siz kimsiniz, sizin kilonuz kaça.
Bunlar gelecek, otobüste, minibüste insanların eşinin kızının kız kardeşinin etek altı fotoğrafını çekecek, sosyal medyada yayınlayacak, üzerine arkada kalanlara “siz de buraya gelin burası cennet“ diyecek. Ve siz bunlara “din kardeşimiz sahip çıkalım“ diyeceksiniz. Kendi eşinizi emanet eder misiniz din kardeşinize haksızlığa ve tacize uğrayan diğer insanların yerine? Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldıza uzan..
Senelik 800 bin konut arzı 900 bin talep vardı göçmenlerden önce, şimdi 10 milyon mülteci geldi evler karaborsa, bırakın satın almayı, kiralamaya bile güç yetmiyor. Sebebi işte bunlar. 100 milyar dolar paramız gitmiş, Suriyeliler ülkemizde huzur kaçırsın diye. Aldıkları ilacı, oluştukları çocukları, sosyal imkânlarını biz vergilerimiz ile ödüyoruz. 8-10 milyar dolar para bulabilmek için kapı kapı gezen ekonomi kanadına söyleyin, din kardeşlerine 100 milyar dolar harcandı bu güruha. Ben hakkımı helal etmiyorum. Dış ticaret açığım 90, cari açığım 60 milyara dayanmışken, Merkez Bankası kasam eksi 59 milyar dolarda can çekişirken, ben bu huzur kaçıranlara 100 milyar dolar harcanmış olmasını kabul edemiyorum.
“Avrupa huzur ile yaşıyorsa bunu Türkiye’ye borçludur“ diye Binali Yıldırım. Suriyeliler, Türkiye’ye gelen vatandaşları ile “bağırsaklar temizlendi“ diyor. Yahu biz miyiz köyün delisi? Bu insanların bu ülkede ne işi var? 10 milyon işsiz var, yardıma muhtaç aileler var, SMA hastanesi bebeklerimiz var. Bu kadar yok içinde misafire yoktan var etmenin arkasında ancak başka bir hesap vardır…
Bir an evvel dönsünler kardeşim, buna bir çözüm bulunsun. Bu insanlar gittiğinde ekonomi üzerinden büyük bir yükü atacak. Bunlar gittiğinde konut sorunu, barınma problemi nefes alacak, bunlar gittiğinde insanlar sahillerde huzur ile ailesi ile gezebilecek.
Bakıyorsun yanlarında kadın yok, çocuk yok, ergen yetişkin ipini koparan gelmiş, bu milletin alın teri den nasıl geçinirim diye ülkeyi baştan sonra geziyor.
Misafir baş tacıdır, yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmek insani bir vazifedir, ama bizim ülkemizdeki sığınmacılar, kendilerini ev sahibi, Türk milletini misafir olarak görüyorlar.
İnsanlar diyor ki “bizim insanlarımız da Almanya’ya yerleşti“... Eeee kardeşim?
O Almanya’ya giden kardeş, burada korna çalarken, Almanya’da çalmıyor, burada taşkınlık yaparken, oraya gidince süt dökmüş kedi oluyor. Asimile olmuş, kurallara uyuyor.
Ama bunlar, bizim ülkemizde sanki kural kaide yok gibi çeteler halinde etrafta kol geziyor.
Ekonominin düzlüğe çıkma imkânlarından bir tanesi bu misafirleri artık geri göndermek ile olacaktır.
Madden ve manen ülkemize zararı dokunan bu problemi belli ölçülerde satın alıp, çözüme kavuşturmak da ülkeyi yöneten AKP’nin sorumluluğundadır..
Kimse bize milliyetçilik hamaseti yapmasın, kimse bize gariban edebiyatı yapmasın, kimse bize insanlık taslamasın. Biz bunların ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Emekli maaşının kiraya bile yetmediğini gören Nevzat Hanım intihar etti. Yıllarca bu ülkeye vergi vermiş, tozunu yutmuş bir vatandaş hayatına son verdi. Çocuğuna pantolon alamayan bir baba ha keza öyle. Peki siz hiç barınma sorunu yaşayan, veya bedava sağlık hizmeti almayan Suriyeli gördünüz mü?..
Benim için asıl olan kendi vatandaşlarımdır, kendi insanımdır. Önce benim ülkemin insanları doyacak mutlu olacak, sonra Avrupa’nın Orta Doğu’nun bebeklerini bıraktığı cami avlusu olma durumuna soyunacağız..
