Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

Bize bir demokrasi borcunuz var!

Bize kaybetmeyi öğreterek, bu sefil duruma alıştırdınız ki, en kötüsü de buydu!

Sanırım, bundan sonrası çok kolay olacak, sizin için(!)

Onun için, hiç gitmeyecek gibi görünüyorsunuz, efendiler(!)

Parti içinde muhalefete karşı, iktidarsınız ya: bizim de 'efendimiz' gibi görüyor olmalısınız kendinizi. Hani derler ya: "Eli mahkum olmak!" diye. Buyurur efendiler, uyar köleler(!) Kısaca bu girdaptan çıkış yok, diri diri gömüleceğiz. Umut ise, ertelemeye dahi ihtiyaç duyulmadan yok sayılmış. Zadegân misali, partilerin tepesine tepesine çökerek, bir tür Firavunlaşmayla karşı karşıya Türk halkı. Medet ya efendiler. "Bir çare, bir çıkış lazım ve elzem!" diye çırpınırken Türk halkı, sizler onlarca seçim kaybettiniz, halâ o koltuklardan kalkamıyorsunuz.

Daha kaç seçim koltuk tepelerinde duracaksınız, o da belli değil!

Kaybedecek bir şey de kalmadı, aslını sorarsanız, efendiler! Bu 'efendiler' hitabı, aklıma rahmetli ulu ozanlarımızdan Davut Sulari'nin: Efendiler Bağı, adlı yapıtını getiriyor. Bir dizesinde de şöyle diyor ozanımız: 'Hâl bilmez elinden çektik yarenler!'

Bir tek şey kalmadı diyorum ya: anlaşılmıyor mu?

Bakın, orada durun!

Oy oranı bilinmeyen partileri meclise taşıdığınız AKP evveli olan mebuslar: değişmesi ve üzerinde konuşulması dahi kabul edilemeyecek anayasanın değişmeyen ilk dört maddesine dokunmaya kalkarlarsa, ne diyeceksiniz? AKP ile birlikte 'iş yapmaya' karar verirlerse, ne yapacaksınız? Cumhurcuların yeni anayasa teklifine evet oyu verirlerse, nasıl bir vaziyet alacaksınız? İşte, tam da o zaman size: "Kurgulanmış bir siyasetin aracısı mısınız yoksa?" sorusuna alınganlık mı göstereceksiniz? Biz, daha öncelerden 'zaten işkillenmişiz' ve iktidarın devamı için 'muhalefetin de dizaynı' yapılmış olabilir, diye çekincelerimizi ortaya koymuşuz. Şimdiyse, tek tek döşenmiş taşları kamufle oldukları bu yerlerde deşifre etmeye, oralardan da sökmeye çalışıyoruz, devam edeceğiz. İşte bu 'flu alanlardaki' bazı adımlamalar, şüphelerimizi doğrular gibi.

Kimbilir belki de ondan, size muhalif isimleri çizerek yandaş isimlerle, (Hiç değişmeyen polit büro üyeleri gibi) sizi başta tutmakla görevli isimlerle yola devam etmek istiyorsunuz.

Adına da: "Partimizde demokrasi var, herkes fikrini rahatlıkla ifade edebilir(!)" diyorsunuz.

İfade özgürlüğü var görünse de, seçme özgürlükleri yok partililerin.

Üstelik Cumhuriyet'in partisinde;

Cumhuriyet'i kuran parti de oluyor bunlar.

Artık şöyle düşünüyorum; demokrasi ki, eğer isterseniz sizinle gelir, yine sizinle gider.

Size, Atatürk'ün kurduğu, Cumhuriyet'imizin ilkeleri ekseninde, Atatürk'ün fikri çizgisinden sapmadan yürüyen 'hür Cumhuriyet' partisi diye sarıldık.

Bu durumda, Cumhuriyet'in kazanımlarını, iç çatışmalarınızla heba ederseniz, ülkenin, demokrasi özlemi çeken; sizden medet uman Türk halkının vebalini de almış olacaksınız. İşte, sırf bu yüzden korktuğumuz AKP ve getirmek istedikleri rejim değil, sizsiniz. Kaygımız, sizin de bu düzlemde evrildiğiniz yerdir.

Karşı durduklarımızla mücadele edilebilir, ama bizim gibi olduğuna inandığımız; bizi temsil eden muhaliflik platformundan darbe yeriz. Bunların ayak seslerini daha önceki zaman dilimlerinde gördük. Abdullah Gül isminde direnen, Ekmeleddin'i, Türk halkına 'EKMEK İÇİN EKMELEDDİN' diyerek paşa paşa kabullendirmeye çalışanlar, bizi hayal kırıklığına uğratmışlardır. Bir kere değil, birçok kere 'güven' duygusunu yıktınız ya: artık onarılmaz! Çözüm ise basit, o koltukları bir an önce bırakmanızdır.

Ne zaman gidersiniz, paşa koltuklarınızı teslim eder misiniz, onu bilmem. Ama bize: bir demokrasi borcunuz var.

Muhalif olmayı da bıraktınız, koltuk derdine düştünüz.

Parti içinde muhalif olan isimlerle uğraşıyorsunuz, onları enterne etme peşindesiniz.

Daha kaç seçim kaybetmeyi plânlıyorsunuz, bilemiyoruz.

Muhalefet güçlerine kaybettirmek için mi varsınız?

Soruyorum: "Ne zaman gidersiniz, efendiler?"

Bize bir demokrasi borcunuz var, onu

ne zaman ödersiniz?

İş işten geçtikten sonra mı?

Daha zamanı var mı?

Projeleriniz nelerdir?

Soruyorum.

Sorguluyorum

Sormaya da, yazmaya da devam edeceğim!

Yazarın Diğer Yazıları