Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
M.Yavuzalp Yamaner

M.Yavuzalp Yamaner

İklim değişikliği: Küresel kriz ve çözüm yolları

İklim değişikliği son dönemin önemli konularından bir olsa da, uzun süredir etkilerini fazlasıyla hissediyor ve yaşıyoruz. Aşırı hava olayları, gelgit seviyelerinin anormal artışı, canlı popülasyonunun hızla tükenmesi bize bazı işaretler veriyordu.

Nedenleri çok basit: Fosil yakıtlar, kontrolsüz hayvancılık ve sanayi faaliyetleri en önemli sebeplerin başında.

Dünya elimizden kayıp giderken, yeni teknolojiler anakarayı tüketmeye devam ediyor.

Hayvanlar göç yollarını değiştiriyor. Sıcaklıklar dalgalanmaya başlıyor. Gıda güvenliği sağlanamıyor. Hızla artan salgın riski bunların sadece birkaçı.

Binlerce yıldır insanoğlu iklim göçü yaparak kendine yaşayacak yer ararken, Afrika’daki su savaşları derken, göçler kapımıza kadar dayandı. İklim değişikliği sonucu suya erişemeyen insanlar, büyük şehirlere göç ederek orada kaos, hatta iç savaş nedeni olabiliyor. Savaştan kaçan göçmenler için uyum süreçleri hazırlanıyor, sonu gelmeyen fonlar ayrılıyor.

Ülkeler iklim değişikliğine uyum sağlamak için adımlar atmaya başladı. Güney Kore de artan sıcaklıklar nedeniyle daha önce o bölgede yetişmeyen Hindistan cevizi, kahve ve avokado gibi ürünler ekmeye başladı.

Londra’da Thames nehrinin taşmasına engel olmak için çalışmalar yapıldı.

Paris İklim Değişikliği anlaşması ile zengin ülkeler ‘İklim Finansmanı’ anlaşması yaptı.

Dünya nüfusu 2005 yılından bu yana yaklaşık 1 milyar arttı. (BM tahminleri.)

Sanayi devriminden sonra dünya 1 C derece arttığı yönünde araştırmalar var. (IPCC verileri)

Bilim insanlarına göre dünyamız 1,5 C derece daha ısınırsa felaketlerin oluşabileceğine vurgu yapıyorlar.

Bizim hemen şimdi, hiç vakit kaybetmeden önlemlerimizi almamız gerekiyor.

Birey olarak bilinçlenmeli, önlemlerimizi bir an önce almamız konusunda kendimizi eğitmeliyiz.

Nereden başlamalı?

***

Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda ülkemiz çok şanslı konumda. Büyük ölçekli güneş tarlalarımız mevcut. Konya’da kurulu Karapınar Güneş Enerji Santrali günlük 1.000 MW ın üzerinde enerji kapasitesine sahip ve en büyük güneş enerji santralimiz. Niğde, Ankara, Bingöl bölgelerinde GES (Güneş Enerji Santrali) yatırımlarımız var.

İklim değişikliğinin önüne geçmek ve gelecek nesillere temiz toprak, temiz hava bırakmak istiyorsak hepimizin yapacağı maliyeti çok düşük çözümler elbette var.

Bireysel olarak güneş tarlaları kurmak, kazanç sağlamak, tarlasını, bahçesini ucuz ve temiz enerjiyle büyütmek isteyenler rüzgâr ve güneş enerjisine yöneliyor.

Ne yapabiliriz?

Evimizin balkonuna, çatısına kuracağımız ucuz maliyetli güneş panelleriyle tüm ihtiyacımızı karşılayacağımız elektriği üretebilir, fazla elektriğimizi satarak gelir elde edebiliriz.

Enerji ihtiyacımız olduğu kadar temiz gıdaya erişimimiz önümüzdeki dönemde oldukça önem kazanacağa benziyor. Sosyal medyada sürekli karşımıza çıkan, kompost toprak hazırlama videoları, yeşil restoran, tarladan sofraya projeleri her geçen gün önemini arttırıyor.

Kırmızı et ve süt ürünlerinin üretiminden kaynaklanan karbon salınımını engellemek amacıyla bu ürünlerin tüketimini olabildiğince azaltmamız gerekiyor.

Küreselleşmenin ortaya çıkardığı Fast Food akımının yerini Slow Food akımına bırakıyor.

Bioçeşitliliğin korunması, organik gıda ve organik tarımın uygulamalarını balkonumuzda, pencere kenarında yapabileceğimiz kadar kolay.

Geleceğimizi korumak için, önce kendimizi, sonra çocuklarımızı eğitmeliyiz.

M.Ö. 1000 yılında yaşamış Çinli ozan Kuan-Tzu o zamanlardan bugünleri görür gibi şu sözleri söylemiş.

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,

Ağaç dik on yıl sonrası ise tasarladığın,

Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.

*

Bir kez ürün verir ekersen tohum,

Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir

Yüz kez olur bu ürün eğitirsen halkı.

*

Balık verirsen bir kez doyurursun halkı,

Öğretirsen balık tutmasını hep doyar karnı.

Yazarın Diğer Yazıları